Setemer Sağlık Organizasyonu, Dr. Ergin Ertan Öncülüğünde Sedef Hastalarını Tedavi Ediyor…

 

Dr. Ergin ERTAN

Çağımızın en dertli ve çözümünün zor olduğu düşünülen bir hastalık, Sedef Hastalığı, Türkiye’de yaklaşık 1.500.000 kişinin tedavi  olduğu  sedef hastalığı;  plak tipi psoriasis, guttat psoriasis, püstüler psoriasis, tırnak psoriasisi, eritrodermik psoriasis ve protiatik artrit olmak üzere beş farklı şekilde ortaya çıkmaktadır.

Ancak artık bu çözümsüz sanılan hastalığa karşı korumasız değiliz, SETEMER Sağlık Merkezi’nden Dr. Ergin Ertan’a Sedef hastalığını ve tedavi yollarını sorduk…

Dr. Ergin ERTAN

Sedef Hastalığı sanılanın aksine kaderiniz değil.

Tüm Dünya nüfusunun 2-3 % oranında etkili olan Sedef  hastalığı, Multifaktöryel ve Poligenik bir hastalık  olup patogenezi hala tam olarak bilinmemektedir. Hastalığa genetik bir yatkınlık olduğu ve tetikleyici faktörlerle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Pandemi döneminde yaşanan sosyal psikolojik sorunlarında hastalığın artışında önemli bir rolü olduğu görülmektedir. Bu güne kadar bir çok tetikleyici faktör tanımlanmış olup bunlardan bazıları; fiziksel travmalar, enfeksiyonlar, çeşitli ilaçlar, stres, alkol ve sigara şeklinde sıralanabilir. Tetikleyici faktörlerin sindirim sisteminde yarattığı tahribatın hastalığın ortaya çıkmasında önemli bir yer tuttuğu gözlemlenmiştir.

 

Yaklaşık 20 yıldır bütüncül Tıp çalışmaları ile birçok hastalığın tedavisi ve rehabilitasyonu konusunda  hizmet vermekteyiz. Araştırma ekibimiz ile birlikte geliştirdiğimiz tedavi ve rehabilitasyon protokolü ,sistemik detoksifikasyon odaklanmış olup, danışanın sisteminin yenilenmesi hedeflenmiştir. Sistemik olarak yenilenen ve onarılan organların düzenli çalışmasına yönelik uygulamalara ek, eş zamanlı olarak harici uygulamalar ile cildin doğal florasını kazanması sağlanmaktadır. Bu uygulamalar sırasında kullanılan preparatların tamamına yakını doğal bileşenler içermekte olup, bugüne kadar bir yan etkisi gözlemlenmemiştir.

Programın başından sonuna kadar hasta konforu öncelikli olarak ele alınmıştır. Bu çerçevede danışanın irite olacağı hiçbir süreç yaşanmamaktadır.

Protokolün başlangıcında ele alınması gereken en önemli husus; Danışanın ilgili uzmanlardan da destek alınarak Elde edilen veriler ışığında hastanın genel sağlık

durumunda mevcut eksiklerin ve fazlalıkların belirlenmesi , sonraki aşamada yapılacak uygulamalar için yol gösterici olacaktır.

Örneğin; Kronik astım, Akciğer hastalıkları, mide bağırsak hastalıkları, böbrek hastalıkları bulunan yada bu organlardan herhangi birinden cerrahi operasyon geçirmiş bir hastanın tedavi protokolü ile sistemik rahatsızlığı olmayan bir hastanın tedavi rehabilitasyon programı tamamı ile farklılık göstermektedir.

Genel olarak Danışan kişinin sindirim sistemi hastalığı olmasa da , kalın bağırsakların Lif ve Kas florasını , ince bağırsakların Villus florasını doğal yapısına kavuşturmak protokolümüzün temelini oluşturmaktadır. Bu aşamada ilk adım olarak hastanın hikayesine uygun olarak belirlenecek sayıda Kolon temizliği lavman uygulanacaktır. Danışanın elde edilen veriler ışığında eş zamanlı olarak hastanın beslenme programı hazırlanır. Beslenme programı öncesinde Gıda intolerans testi ile vücudun tolere edemediği, vücuda zarar veren besinlerin tesbiti sağlanarak kişiye özel bir beslenme programı düzenlenir. Hazırlanan programlarda Probiyotik ve Prebiyotik dengesinin korunmasına hususiyetle dikkat edilir.

Uygun görülmesi durumunda kolon temizliği sonrası hastaya rektal ozon uygulaması ,majör ozon uygulaması yapılmaktadır. Rektal ozon tedavisinde ozon molekülleri, besinler veya makattan fitil şeklinde verilen ilaçlarda olduğu gibi bağırsak cidarında bulunan hücreler tarafından emilerek kana karışır. Bağırsaktan emilerek kana karışan bütün besinler ve kimyasallar gibi ozon da dolaşımla doğrudan karaciğere gider.

Ozon, karaciğerden geçerken tüm hücreler Ozon ile temas etmiş olur. Bu temas sırasında hücrelerin antioksidan kapasiteleri yükselir. Karaciğerde iltihabi bir süreç (hepatit) bulunuyorsa bu iltihabi süreç geriler. Buna bağlı olarak karaciğer enzimleri normale döner ve virüs yükü anlamlı derecelerde azalır.

 

  • Zararlı bakterileri, virüsleri, mantarları ve protozoayı ortadan kaldırır.
  • Oksijen Metabolizmasını uyarılır.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Enflamasyon şiddeti azalır. 

     

     

    Majör Ozon uygulaması , gün aşırı yapılabilen bir uygulamadır. Toplamda 12 seans olarak yapılması regülasyonu sağlamaktadır. Tedavide ozon ve saf oksijen karışım olarak vücuda verilir. Ozon tedavisi; vücutta bakteri, mantar, virüs, maya gibi mikroorganizmaların büyümesini önler, bağışıklığı güçlendirmeye destekler. Cilt hastalıkları, diyabet, hepatit başta olmak üzere birçok hastalıkta ozon tedavisi tamamlayıcı ve destekleyici olarak uygulanabilmektedir. Bu nedenle klasik tedavilerine yardımcı, önemli, doğal bütüncül tıp (naturopatik) yöntemlerinden biridir.

     

    Gerek duyulduğunda Farklı doğal minerallerle hazırlanmış ve ozon gazı ile zenginleştirilmiş Hydro masaj özellikli küvetlerde yaklaşık 45-60 dakika süre ile uygulama yapılmaktadır. Yüz bölgesinde lezyonlar bulunan hastalarda kullanılan suyun su altında kalmayan lezyonlu bölgelere ulaşması sağlanmalıdır. Bu uygulama ile hücresel bozulum bulunan bölgelerdeki lezyonların yumuşaması, tedaviye yardımcı değerli minerallerin ve ozonun cilt üzerinden emilimini sağlamak hedeflenmektedir.

     

    Hydroteraphy ardından lezyonlu bölgele oksijen hava ile kurutma yapılır. Ardından  lezyonlara mineral maske uygulaması  yapılarak lezyonların çevresinde kan dolaşımını hızlandırma amaçlı masaj işlemi yapılır. Mineral maskenin bekleme süresi yaklaşık 20 dakikadır. Bu süre içinde masaj uygulaması gerçekleştirilir.

    *Bu uygulamalar periyodik olarak danışan tarafından evde uygulanabilmektedir.

     

    Uyguladığımız protokol , Sedef Hastalığı tedavisine ek olarak Egzama, Kronik yara tedavisi hususunda da başarılı çalışmalar yapmamızı sağlamıştır. Diabetik yaralar, bası yaraları gibi farklı cilt hastalıklarının tedavisi ve rehabilitasyonu konusunda uzman bir ekip ile hizmet verilmektedir.

    Sonuç olarak; Cilt hastalığı olarak değerlendirilen Sedef hastalığı, sistemik , çok sebebe bağlı etkilerle ortaya çıkan bir sendrom olarak adlandırılmalıdır. Kişiye özel gelişiyor olması bu rahatsızlığın sendrom olarak değerlendirilmesini gerektirmektedir. Bu açıdan ele alındığında her ne kadar optimize edilmiş ürünler kullanıyor olsak ta bazı durumlarda daha yoğun yada daha seyreltilmiş uygulamalar yapılması söz konusu olabilmektedir. Harici uygulamalara ek olarak geliştirdiğimiz detox programı, ozon programı ile Danışanların genel sağlığına pozitif etki edecek önemli uygulamalar yapılmaktadır. Bu uygulamaların yapıldığı hastalar tedavi rehabilitasyon sonrasında genel olarak kendilerini daha dinç,daha düzenli uyuyan, konsantrasyonu artmış olarak tanımlamaktadır. Tedavi ve rehabilitasyona multi disipliner yaklaşımlarımızın önleyici sağlık programı olarak adlandırılması da mümkündür. Bu açıdan bakıldığında Sedef tedavisi,rehabilitasyonu sırasında Danışanın farklı hastalıklarının tedavisi de gerçekleşmekte ve önleyici sağlık hizmeti almaktadır. Programımız sayesinde Sedef, Egzama tedavilerinin yanı sıra Kronik yaralar, diabetik yaralar konusunda da başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Günümüzde Ozon tedavi hizmetleri, Kolon temizliği  hizmetleri sağlıklı kişilerinde önem verdiği bir hizmet haline gelmiştir. Bu yönü ile bakıldığında SETEMER Organizasyonu; Sedef, Egzama, Kronik yara tedavisi ile birlikte ÖNLEYİCİ HEKİMLİK HİZMETİ ve WELLNESS olarak adlandırılabilir.

     

    Programımız halen Yurtiçinde 4, Yurtdışında 1 Klinikte uygulanmaktadır.

    www.sedeftedavimerkezi.com

    www.setemer.com.tr

Leave a Reply