Uzmanı açıkladı: 2040’ta Kanser Vakaları 30 Milyonu Bulabilir!

Her yıl 4 Şubat, kanser konusunda farkındalık yaratmak ve erken teşhisin önemine dikkat çekmek amacıyla Dünya Kanser Günü olarak anılıyor. Kanserin giderek artan bir sağlık tehdidi haline geldiğini vurgulayan Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serkan Çelik, 2040 yılına kadar dünya genelinde yıllık kanser vakalarının 30 milyona ulaşabileceğine işaret etti. Bununla birlikte günümüzde kanser tedavisinde büyük ilerlemeler kaydedildiğini ve artık her evrede kansere karşı etkili çözümler sunulabildiğinin altını çizen Prof. Dr. Çelik, “Gelişen teknolojiler ve bunun paralelinde yeni tedavi yöntemleri sayesinde, bugün birçok kanser türü kronik bir hastalık gibi tedavi edilebiliyor.Ve ileri evrelerde de başarılı tedaviler uygulanabiliyor.” Dedi. 

 

Kanserin erken tanısı ve tedavi alternatiflerindeki gelişmelerin yanında hala dünyada vaka sayılarında artış devam ediyor. Bu artışın en önemli nedenlerinin başında yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam, tütün ve tütün ürünleri kullanımı gibi yaşam tarzı alışkanlıklarının geldiğini hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serkan Çelik, Dünya Kanser Günü dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’de de her yıl 200 binden fazla kişinin kanser teşhisi aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Çelik, dünya genelinde her yıl yaklaşık 20 milyon kişinin kansere yakalanırken, bunların 10 milyonunun hayatını kaybettiğini söyledi. 

KANSERİN ARTIŞINDAKİ EN BÜYÜK ETKEN: YAŞAM TARZI

Kanser vakalarındaki artışın temel nedenlerinden olan yaşam tarzı değişiklikleriyle ilgili Prof. Dr. Çelik, şunları anlattı: “Kanser gelişiminde genetiğimiz, yaşımız gibi bazı faktörlerle müdahale edemesek de önlenebilir risk faktörlerine hepimiz müdahale edebiliriz. Bunların başında tütün ve tütün ürünleri kullanımı geliyor. İstatistikler kansere bağlı yaşam kayıplarının yüzde 20’sinin sigara nedeniyle oluşan kanserlerden kaynaklandığını gösteriyor. Bununla birlikte beslenme alışkanlıklarımız çok değişti. Hazır ve işlenmiş gıdalar çok fazla tüketiliyor. Üzerine fiziksel hareketsizlik artınca kanser için önemli bir risk faktörü olan obezite oranları da artıyor. Bugün özellikle meme, kalın bağırsak, mide, rahim kanserlerinin artışında bu faktörlerin etkili olduğu biliniyor.”

“Bu nedenle en önemli mücadele alanımızda tütün ve tütün ürünleri kullanımının azaltılması yer alıyor” diyen Prof. Dr. Çelik, “Diğer taraftan beslenme şeklimiz değişmeli ve fazla kiloyla mücadele etmemiz gerekiyor. Sağlıklı bir yaşam için bitkisel temelli beslenmeye ağırlık verilmesi, işlenmiş gıdalardan, özellikle işlenmiş etlerden ve hayvansal yağlardan kaçınılmalı. Daha çok sebze, meyve, tahıl ve bakliyat ağırlıklı beslenmeye ağırlık verilmeli. Ayrıca kansere neden olan HPV gibi enfeksiyonlardan da korunmak gerekiyor.” 

 ‘ERKEN EVREDE YAKALANIRSA TEDAVİDE YÜZDE 90’NIN ÜZERİNDE BAŞARILI OLUNABİLİYOR’

Bugün artık kanserin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunun altını çizen Prof. Dr. Çelik, sözlerine şöyle devam etti: “Erken tanı tedavi başarı oranını büyük ölçüde artırıyor. Dolayısıyla meme, kolon, rahim ağzı kanseri gibi tarama programları bulunan kanserler için bu programlar bilinmeli ve uygulanmalı. Erken tanı içinde tarama programlarının aktif olarak kullanılması, kansere neden olan risk faktörlerinin bilinmesi ve bunlardan kaçınmak gerektiğinin farkında olunması önemli. Özellikle meme kanseri gibi bazı kanserlerin erken evrede yakalanmasıyla tedavi başarısının yüzde 90’ın üzerine çıkabildiği unutulmamalı.” 

KANSER TEDAVİSİNDE SON YILLARIN GÜNDEMİNDEKİ 3 ÖNEMLİ GELİŞME

Gelişen teknolojiyle beraber kanser tedavisinde ortaya çıkan yeni yöntemlerden bahseden Prof. Dr. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kanser tedavisinde 1970’lerde kemoterapi ilaçları ile başlayan tedavi seçeneklerimiz 1990’lı yılların başından itibaren klinik araştırmalar sonucunda önce akıllı ilaçlar sonra immünoterapi dediğimiz tedavi yöntemleri ile gündemimize girmeye başladı. Bağışıklık sistemini harekete geçirerek tümöre karşı savaşmasını sağlayan bu immünoterapi ilaçları, kemoterapiye kıyasla daha az yan etki gösteriyor. Tüm bu ilaçlar sayesinde ileri evre akciğer kanserlerinde 5 yıllık yaşam oranı yüzde 5’ten yüzde 25’e kadar çıktı. Ancak immünoterapiyi sadece ileri evre kanserlerde değil, erken evre kanserlerde riskin azaltılması amacıyla da kullanabiliyoruz. Cerrahi öncesi ve sonrası hastalarda dahi bu yöntemi kullandığımız oluyor.”

“Tümörün genetik yapısını analiz ederek, kişiye özel tedavi imkânı sunan akıllı ilaçlar, farklı kanser türlerinde etkili bir şekilde kullanılabiliyor. Kansere neden olan genlerin saptanma yöntemlerinde büyük ilerleme kaydedildi” diye konuşan Prof. Dr Çelik, “Bu sayede hangi hasta hangi ilaçtan daha çok fayda görür sorusunun cevabını daha kolay bulabiliyoruz. En sık küçük hücreli olmayan akciğer kanserinde kullandığımız bu tedaviler ile kanserin kaynak aldığı organdan bağımsız olarak genetik mutasyonuna göre tedavi dediğimiz ‘tümor agnostik’ tedavi seçeneklerimiz oluşmaya başladı” diye konuştu. 

Bunun yanında son yıllarda gündemimize hızlı bir giriş yapan ‘Antikor İlaç Konjugatları’ hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Çelik, konuyla ilgili şunları anlattı: “Bu yeni tedavi yöntemi, tümör hücresini hedef alarak tümör hücresi içine yüksek dozda kemoterapi girmesini esas alıyor. Bu sayede tümör hücresi yok edilirken kemoterapinin diğer organlarda yaratabileceği yan etkiler de yaşanmıyor. Bugün meme, akciğer ve meme kanserlerinde kullandığımız bu yöntemin önümüzdeki günlerde çok daha yaygın kullanılacağının kanıtları ortaya çıkmaya başladı.” 

“KANSERDEKİ KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ YAKLAŞIMI, YERİNİ TÜMÖRE ÖZEL TEDAVİYE BIRAKIYOR”

Tüm bu gelişmelerle birlikte bugün kanserin kronik bir hastalık gibi tedavi edilebilir bir noktaya geldiğinin altını çizen Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serkan Çelik, “Evet kişiye özel tedavi yaklaşımıyla hastaya uygun tedavi uygulanmaya davam ediyor. Ancak bugün geldiğimiz noktada artık tümörün moleküler yapısı ön plana çıkıyor. Böylelikle bu yapıya uygun tedavilerle elde edilen sonuçlar çok daha etkileyici olabiliyor.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Benzer Haberler

    Kanserde Erken Teşhis Hayat Kurtarıyor

    Mudanya Belediyesi’nin 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde düzenlediği farkındalık ve bilinçlendirme seminerinde kansere karşı erken teşhisin önemine dikkat çekildi.

    Ruhsal bozukluğa sahip hastaların cinsel sağılığına yönelik projeye TÜBİTAK’tan destek

    Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    İlgilenebileceğiniz Haberler

    Mısır, 2030 yılına kadar Türk turist sayısını 30 milyona çıkarmayı hedefliyor

    • Şubat 5, 2025
    • 28 views
    Mısır, 2030 yılına kadar Türk turist sayısını 30 milyona çıkarmayı hedefliyor

    “Ahşap Ve Biz” Sergisi Kent Müzesinde Açıldı

    • Şubat 5, 2025
    • 37 views
    “Ahşap Ve Biz” Sergisi Kent Müzesinde Açıldı

    Kanserde Erken Teşhis Hayat Kurtarıyor

    • Şubat 5, 2025
    • 31 views
    Kanserde Erken Teşhis Hayat Kurtarıyor

    Ruhsal bozukluğa sahip hastaların cinsel sağılığına yönelik projeye TÜBİTAK’tan destek

    • Şubat 5, 2025
    • 30 views
    Ruhsal bozukluğa sahip hastaların cinsel sağılığına yönelik projeye TÜBİTAK’tan destek

    Genç Kadınlarda Polikistik Over Sendromu Tehlikesi!

    • Şubat 5, 2025
    • 30 views
    Genç Kadınlarda Polikistik Over Sendromu Tehlikesi!

    Solunum yolu hastalıklarının tanısında yenilikçi yöntem: BİLGİ öğrencilerinden düşük maliyetli ve çevre dostu sensör

    • Şubat 5, 2025
    • 29 views
    Solunum yolu hastalıklarının tanısında yenilikçi yöntem: BİLGİ öğrencilerinden düşük maliyetli ve çevre dostu sensör