Uzun süreli ve tekrarlayan öksürükler astım habercisi olabilir

Astımın ülkemizde yüzde 5 ila 10 arasında görüldüğünü belirten Çocuk İmmünoloji ve Alerji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Çiçek, “Astımlı hastaların şikayetleri, atakları ve öksürükleri geceleri daha fazla olabilmektedir. Eforla öksürüğün, nefes darlığının artması ve efor kapasitesinin düşmesi de oldukça tipiktir. Bazen de sadece tekrarlayan ve uzun süreli öksürüklerle çocuklar astım tanısı alabilir” dedi.

 

VM Medical Park Gebze Hastanesi Çocuk İmmünoloji ve Alerji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Çiçek, çocukluk çağı astımı konusunda açıklamalarda bulundu.

Astımın ne olduğundan bahseden Doç. Dr. Çiçek, “Astım, solunum yollarının, bronşların dönem dönem tetikleyicilerle etkilenmesi sonucu, ataklar halinde seyreden hırıltı, hışıltı, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi, solunum güçlüğü ve öksürük gibi semptomlarla seyreden bir hastalıktır.  Astım çocukluk çağında sosyal hayatın kısıtlanmasına neden olabilen, okul devamsızlığının ve hastane yatışlarının önemli nedenlerinden biridir. Ülkemizde yüzde 5 ila 10 arasında görülmektedir. Astımlı hastaların şikâyetleri, atakları ve öksürükleri geceleri daha fazla olabilmektedir. Eforla öksürüğün, nefes darlığının artması ve efor kapasitesinin düşmesi de oldukça tipiktir. Bazen de sadece tekrarlayan ve uzun süreli öksürüklerle çocuklar astım tanısı alabilir” diye konuştu.

EV TOZU AKARLARI NEDEN OLABİLİR

Çocukluk çağı astımının ise solunum yollarının uzun soluklu süreçte enflamasyonu ile karakterize bir hastalık olduğunun altını çizen Doç. Dr. Çiçek, astımlı çocukların hava yollarının yapısal olarak daha hassas olduğunu ve genellikle basit bir uyaran/tetikleyici karşısında bile şikayetlere neden olarak hekime başvurulara sebep olduğunu belirtti. 

Doç. Dr. Çiçek, çocukluk çağı astımına neden olan tetikleyici faktörleri ise şöyle sıraladı:

“Sıklıkla alerjenler (aeroalerjenler, ev tozu akarları, polenler, küf sporları, hayvan epitelleri gibi), solunum yolu enfeksiyonları soğuk hava, hava kirliliği, keskin kokulara, kimyasallara maruziyet, efor yapmak (gülme, ağlama, koşma), reflü, az sıklıkta da gıda alerjileri.”

NEFES DARLIĞI GÖRÜLEBİLİR

Astımlı çocukların şikayetlerinin yaş gruplarına göre farklılıklar gösterebileceğini ve hastadan hastaya göre değişebileceğini söyleyen Doç. Dr. Çiçek, “Genellikle semptomlar aralıklı olarak ortaya çıkar ve hastalık dönemleri arasında sağlıklı, şikayetlerin olmadığı bir dönem de olur. Hırıltı, hışıltı, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi, eforla tetiklenen öksürük, gece artan öksürük şikayetleri ya da sadece uzamış öksürük ile karşımıza gelebilirler. Özellikle ilk 5 yaş çocuk grubunda basit solunum yolu enfeksiyonları, burun akıntısı sonrası sık bronşiolit atakları, ilaçlı buhar/nebül tedavileri gereksinimi ile kendini gösterebilirken, daha büyük yaş grubunda yaşıtlarına göre çabuk yorulma, efor kapasitesinde kısıtlanma, nefes darlığı ile hastalar hekime başvurabilirler” dedi.

BAZI TESTLERLE TANI KONULABİLİR

Tanı konma sürecini anlatan Doç. Dr. Çiçek, “Çocukluk çağı astımından şüphelenmek için astım hastalığını iyi tanımak ve hastanın öyküsünü, şikayetlerini tam anlamıyla anlamak gerekir. Çünkü çocukluk çağı astımı bir klinik tanıdır. Alerjinin varlığını tespit etmeye yönelik testler yapılır. Fakat alerjisi olmadan da hastaların benzer şikayetleri olabilir ve çocuk çağı astım tanısı alabilir. Altta yatan alerjik bir zeminin olması hastaların daha yakın takibini gerektirir” açıklamasında bulundu.

ASTIM GEÇİCİ MİDİR?

Astımın geçici olup olmadığı konusunda ailelerden sık soru geldiğini belirten Doç. Dr. Çiçek, “Hastanın astım hastalığının geçici mi, kalıcı mı olacağını öngörmek hastadan hastaya değişebilen, birçok etkenin rol oynadığı bir süreç sonrası tartışılabilir. Astım semptomlarının ilk başlangıç yaşı önemli bir etkendir. Semptomlar ne kadar ileri yaşta başlarsa, hastalık kalıcılığı riski bir o kadar artar. Diğer belirleyici faktörler genetik yükün fazla olması, alerjen duyarlılığının yüksek olması, solunum fonksiyon testlerinde düşüklük olması, eozinofili, diğer alerjik hastalıkların varlığı, hava kirliliğine ve sigara dumanına maruziyet olarak sıralanabilir” dedi.

HANGİ DURUMLARDA UZMAN HEKİME DANIŞILMALI?

Astım tedavisinin başarısının iyi bir aile-hasta-doktor ilişkisine bağlı olduğunu belirten Doç. Dr. Çiçek, “Atak semptomları ve tedavisi konusunda aile ve hasta bilgilendirilmeli, dikkat edilmesi gerekenler ve evde uygulanacak yazılı acil durum eylem planı aileye verilmelidir. Ancak bazı durumlarda şiddetli astım atakları evde tedaviye yanıt vermeyebilir ve hastanede tedaviye devam etmek gerekebilir. Evde uygulanan rahatlatıcı ilaçlar ile 1 saat içerisinde düzelme olmuyor, şikayetleri azalmıyor, hışıltı, ıslık sesi benzeri wheezing, hızlı nefes alıp verme, göğüste çekilme, karın kaslarının kullanılması söz konusu ise, beslenmede azalma, uyku hali, bilinç bulanıklığı, siyanoz (morarma) var ise, konuşurken zorlanma, duraksama oluyorsa, evde rahatlatıcı ilaç kullanım ihtiyacı 3 saatten daha sık aralıklarla olmaya başladıysa ve bu durum 24 saatten daha uzun süre devam ettiyse mutlaka hastane şartlarında tedaviye devam edilmelidir” ifadelerini kullandı.

TEDAVİ YOLLARI

Tedavi yollarını anlatan Doç. Dr. Çiçek, “Uzun dönemde astım tedavisinin amacı astımda kontrolü sağlamaktır. Hastanın şikayetlerinin yoğunluğuna ve astım kontrol düzeyine göre tedaviler planlanır. Bu kapsamda günlük semptom kontrolü ve hastalığın seyrini olumsuz etkileyecek risk faktörlerinden hastanın korunmasının sağlanması önerilir. Hastanın astımına eşlik edebilecek ko-morbid hastalıkların tedavisi planlanır. Tedavi rehberlerindeki ilk seçenek, direkt hava yollarına verilen ilaçlardır. Bu ilaçlar iki gruba ayrılır. Kontrol edici (önleyici) ilaçlar ve semptom giderici (rahatlatıcı) ilaçlar. Rahatlatıcı ilaçların sık kullanımı sakıncalıdır, kontrol ediciler ise hekim kontrolünde düzenli kullanılmalıdır. İleri basamak tedavilerde biyolojik ajan tedavileri devreye girebilir. Diğer önemli tedavi seçeneği de uygun hastalarda alerjen immünoterapi yöntemidir. Alerjen immünoterapi, alerjik hastalıkların ve çocukluk çağı astımının doğal seyrini değiştirebilen, alerjik reaksiyonu oluşturan mekanizmayı tedavi eden önemli ve tek tedavi yöntemidir. Çocukluk çağı astımı erken tanı ve doğru planlanan tedavilerle kontrol altına alınabilir. Kontrollü astımı olan çocuklar ise sosyal hayatlarını kısıtlamak zorunda kalmazlar” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Benzer Haberler

    HIV’le ilgili damgalanma ve ayrımcılık bilgisizlikten kaynaklanıyor

    Kısa adı HIV olan İnsan İmmün Yetmezlik Virüsünün bağışıklık sisteminin en önemli hücrelerini hedef alarak bağışıklık yetmezliğine yol açtığını belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.

    Ev tipi karışımlar diş minesini aşındırıyor!

    Üsküdar Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Başkanı Dr.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    İlgilenebileceğiniz Haberler

    Bakan Bolkvadze Panorama 1326’da Tarihe Yolculuk Yaptı

    • Aralık 10, 2025
    • 16 views
    Bakan Bolkvadze Panorama 1326’da Tarihe Yolculuk Yaptı

    Gürsis ile Hedef Mükemmellik

    • Aralık 10, 2025
    • 16 views
    Gürsis ile Hedef Mükemmellik

    Nilüfer’de Toprak Ana Günü’nde sürdürülebilir tarım konuşuldu

    • Aralık 10, 2025
    • 17 views
    Nilüfer’de Toprak Ana Günü’nde sürdürülebilir tarım konuşuldu

    Çocukların enerjisi sanatla buluştu

    • Aralık 10, 2025
    • 15 views
    Çocukların enerjisi sanatla buluştu

    HIV’le ilgili damgalanma ve ayrımcılık bilgisizlikten kaynaklanıyor

    • Aralık 10, 2025
    • 16 views
    HIV’le ilgili damgalanma ve ayrımcılık bilgisizlikten kaynaklanıyor

    ASAT Yapı Malzemeleri Laboratuvarı kalite standartlarında önce oldu

    • Aralık 10, 2025
    • 19 views
    ASAT Yapı Malzemeleri Laboratuvarı kalite standartlarında önce oldu